“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
- Ana Sayfa
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- blogtaki Tüm bilgiler bilgi amaçlıdır araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın saygılar hepinize
- Kabe'nin yapılışında ki taşlar, 4 dağdan getirildi.Turi Sina, Cudi, Hira,Turi Zeydan dağlarından.
- Ayasofya Mozaikleri ne zaman sıvayla kapatıldı?
- Sohbet Bahçesi
- hadislerim
- guzel bilgiler. Bir de farz namazlardan sonra 14 defa ya vehhab okunur.
- Şeyh Edebali
- Mektubat-ı Şerif
- Genel Fıkhî Konular Zekat Namaz Oruç Hac
- CENNET NİMETLERİNİN EN GÜZELİ
1 Mart 2023 Çarşamba
Hangi zenginlik muteberdir? Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “İki melek, her gün insanlara şöyle nidâ ederler: ‘Ey insanlar! Rabbinize yönelin. Az olup insana kâfî olan dünyalık, çok olup (insanı) azdıran (dünyalık)tan hayırlıdır.’ (Meleklerin) bu nidâlarını (insanların ve cinlerin dışındaki) mahlûkatın tamamı işitir.” Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) buyurdu ki: “Rızkın en hayırlısı, kişiye kâfî miktarda olanıdır.” İbn-i Abdullah el-İskenderî, Hikem-i Atâiyye kitabında demiştir ki: “Cenâb-ı Hakk’ın sana kâfî miktarda rızık ihsan edip, seni azgınlığa ve isyana sürükleyecek olan fazla maldan menetmesi, sana ihsan ettiği nimetlerin kemâlindendir.” Dünyadan kendisine nasip olan rızkın kadrini bilmeyenler, iki şeyden birisine mübtelâ olurlar: Ya fakir olmakla beraber hırsa mübtelâ olurlar da sıkıntıları kat kat artar, yahut zenginliğe rağbet ederler de zenginlikleri kendilerine ihsan olunan nimete şükrü unutturur. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Hakîkî zenginlik, mal zenginliği değildir; hakîkî zenginlik, gönül zenginliğidir.” buyurmuşlardır. Yine denilmiştir ki: “Kendisine ihsan olunan maldan fazlasını talep eden kimsenin kalbini, Allâhü Teâlâ körleştirir. Muhakkak kul, kendisine kâfî miktar rızık ile yetinirken dünyaya meylederse, Allâhü Teâlâ, ondan zühd ve takvâ zevkini kaldırır. Şâyet o kulun, Allah indinde bir nasibi varsa Cenâb-ı Hak, ona şöyle ilhâm eder: ‘Ey kulum! Ben, meleklerim ve hamele-i Arş’ım yanında senin kadrini yüceltmeyi murad ettim. Lâkin sen, dünya nimetlerinden fazlasına meylettin ve beni terk ettin. Bu sebeple elindeki nimetlerden mahrum kaldın. Ey kulum! Sen, önceki bulunduğun hâle dön, ben de nimetlerimi geri vereyim.” Âlimler demişlerdir ki: “Dünyanın tamamı altın bile olsa fânîdir, âhiret ise toprak bile olsa bâkîdir. Hâlbuki topraktan olan dünyadır ve fânîdir, altından olan ise âhirettir ve bâkîdir. Binâenaleyh fânî olanı ancak aklı olmayanlar tercih eder
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder