HELÂL KAZANMAK FARZDIR
Cenâb-ı Hak, geçimlerini sağlamak ve ibadetlerine yardımcı olmak üzere çalışıp kazanmayı kullarına farz kılmıştır. Her Müslümana ilmihâli öğrenmek farz olduğu gibi helâlinden kazanmak da farzdır.
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurmuşlardır ki:
“Helâl kazanmak, her Müslümana farzdır.”
“Helâl kazanmak, Allah yolunda düşmanlarla çarpışmak gibidir. Kim helâlinden kazanmak uğrunda yorgun hâlde gecelerse, muhakkak bağışlanmış olarak geceler.”
Bir gün Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, Sa‘d bin Muâz radıyallâhü anh ile musafaha etmişti. Sa‘d Hazretlerinin ellerinin nasırlanmış olduğunu görünce, sebebini suâl ettiler. O, “Ailemin geçimini sağlamak üzere kazma ve kürek ile hurmalığımda çalışıyorum.” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “İşte bunlar, Allâhü Teâlâ’nın sevdiği ellerdir.” buyurdular.
Buradan anlaşılacağı üzere kişi, ailesinin zarûrî ihtiyaçlarını temin için çalışırken bile yüksek derecelere nâil olabilir. Zira o, Allâh’ın farz kıldıklarını yerine getirmeye imkân kazanmak için çalışmaktadır.
İnsan, farzları edâ etmek için, beden kuvvetine muhtaçtır. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), “Müminin bedeni, bineğidir. Öyleyse ona iyi baksın.” Yani kâfî olan miktarı nefsinden kesmesin, buyurmuştur. Bu ise ancak, çalışıp kazanmakla elde edilir. Yine namaz için abdest, abdest için suyu koyacağı bir kap vesaire gerekir. Namazı kılmak için setr-i avret (avret mahallini örtmek) de şarttır. Setr-i avret, elbise ile olur. İşte bu gibi farzların yapılabilmesi için gereken her şey, çalışmakla elde edilir.
Hadîs-i şerîfte, “İbadet yahut cihâd, on cüzdür. Dokuzu helâl kazanmaktır.” buyurulmuştur. Yani ailesinin ihtiyaçlarını görmek için helâlinden kazanmak da bir ibadettir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder