İlk günden âşık oldum! ..”
Behaeddin-i Buhari hazretlerinin bir talebesi naklediyor: Ben Semerkant’ta iken, Behaeddin-i Buhari hazretlerinin “büyük bir velî” olduğunu işittim bir dostumdan.
O anda sevgisi yer etti kalbimde.
Onu görmek için Buhara’ya gittim.
Buhara’ya varıp, o büyük velinin sohbetiyle şereflendim.
İlk günden âşık oldum kendisine.
Beni de talebeliğe kabul etmesini çok istiyor, ama söylemeye cesaret edemiyordum.
Nihayet kendisi çağırdı beni yanına.
Kulağıma eğilip;
- İsteğini yaparız, ama altın vermen lazım, buyurdu.
- Ben fakir biriyim, bende altın ne arasın, dedim.
Gülümseyerek;
- Dört altının varken, yok diyorsun, buyurdu.
Çok utanmıştım.
Mecburen o “dört altın”ı söküp arz ettim kendisine.
Onları alıp, uzattı bir çocuğa.
Fakat istemedi çocuk.
Hatta yüzünü buruşturdu.
Ben ise sevinmiştim almadığına...
Bir gün, bir köye gidilmişti.
Orada bir fırsatını bulup;
- Beni ne zaman talebeliğe kabul edeceksiniz efendim? diye sordum.
O zaman o “dört altın”ı isteyip, köyün çocuklarından birine verdi.
Fakat o da reddetti altınları.
Ben ise sevinmiştim yine.
Ben, bu olanlardan bir şeyler sezdim.
Zira kalbimde “altın sevgisi” vardı hâlâ.
Belki de bunun için kabul etmiyordu.
O anda büyük veli bana bakıp;
- Evet öyledir. Kalbte altın sevgisi, bu yolda bulunmaya manidir, buyurdu.
“Ben bundan kurtulmak istiyorum” diye düşünürken, bir nazar etti bana.
İşte ne olduysa o anda oldu.
“Altın sevgisi” çıktı kalbimden.
Yerine “Allah sevgisi” doldu.
Ve o zaman talebeliğe kabul edildim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder