İnsan ömrü, dört mertebedir.
Birincisi: Büyüyüp yetişme çağıdır ki doğumdan otuz üç yaşına kadar olan kısmıdır. Bu çağ, çocukluk ve gençlik devresidir.
Hz. Ali'den (k.v.) bir rivâyette, yetmiş beş yaşında erzel-i ömür başlar. Erzel-i ömür, insanın çocukluk hâlindeki gibi ne söylediğini ve ne yaptığını bilmediği bir hâl almasıdır. Her insanda olması muhtemeldir. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), erzel-i ömürden Allâh'a sığınmıştır.
Dinine dikkat eden, Kur'ân-ı Kerîm okumaya devam eden ve şer'î ilimlerle meşgul olan kimselerde erzel-i ömür olmadığı rivâyet olunmuştur. Böyle yaşayan kimselerin ömrü uzadıkça iyilikleri ziyadeleştiğinden bu gibi kimselerde bunama hastalığının gayet az görüldüğü, büyük bir hakikattir.
Yahyâ bin Muâz (rah.) dedi ki: "Senin ömrün, âhiret hayatına göre bir nefesten ibarettir. Onu zâyi edersen, ebedî olarak hüsrâna uğrayanlardan olursun."
Hikmet ehli bir zât şöyle demiştir: "Ümmet-i Muhammed'in (s.a.v.) ömürleri, (önceki ümmetlere nispetle) kısadır. Lâkin yardımcı ve şefaatçileri çoktur. Onlar, önceki ümmetlerin uzun müddette erişemedikleri manevî derecelere çok kısa bir müddette erişirler. Bu, Allâhü Teâlâ'nın pek büyük bir lütfudur."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder