*YEMEK YAPANLAR DA, YEMEK YİYENLER DE HEPİMİZ BU YAZIYI OKUYALIM...!*
```Bir keresinde Allahü Teala'nın Büyük Evliyalarından Şah-ı Nakşibend (ks),
Gadyut denilen bir beldeye gitti.```
Bu Büyük Veli bir müddet yemeğe baktıktan sonra buyurduki; *Biz bu yemeği yiyemeyiz.*
Yemek sahibi: Efendim kazancım *helal yoldandır,* dedi.
Şah-ı Nakşibend (ks) buyurduki;
"Evet bu yemekler helal yoldan temin edilmiştir. Lakin *Bu yemekleri pişiren kimse,
öfke halinde onu pişirmiş."*
```Eğer biz de bu yemekten yersek bizde de öfke hali oluşur. Onun için biz bu yemeği yiyemeyiz, dedi.```
Sonra şöyle devam etti:
*"Bir yiyecek şayet gaflet içinde, öfkeyle hazırlansa, onda hayır ve bereket olmaz.* Çünkü *ona nefis ve şeytan karışmıştır.*
Böyle bir yemeği yiyen kimsede *mutlaka bunun tesiri meydana gelir,* dedi.
```Demek ki, insan yemek hazırlarken hangi halette ise o hali yemeğe tesir ediyor.
O yemeği yiyene de o halet mutlaka tesir ediyor.```
O zaman Yemek yapan kişinin üzerine
*bazı yükümlülükler geliyor.*
Her kim yemeği yapacaksa o esnada güzelce *Abdest Almalı* ve İhlas ile *KALBTEN* yapmalıdır.
*Besmele ile başlayıp, zikirle devam etmeli, salavat ile bitirmeli ki, o zikrin o salavatın ve güzel niyetin tesiri oluşabilsin.
Ve sürekli yemek hazırlarken dilini o esnada Allahü Teala'nın zikri ile meşgul etmeli.*
Ve şöyle niyet etmeli;
```"Ya RABBi, kim bu yiyeceklerden
ve içeceklerden yerse, onlara öyle bir güç
ve kuvvet ver ki, SENİ zikredebilsinler,
SANA ibadet edebilsinler,
Salih ameller yapmaya muvaffak olabilsinler"```
Böyle yapılırsa Allahü Teala'nın izni ile
o yemeklerden yiyenlere Allahü Teala'nın hoşnut olacağı bu güzel hasletler oluşur...!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder