Yine bir Cuma günü ve yine Kehf sûresinden son derece önemli bir mesaj.
Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da bunlardan yüz çevirenden, kendi elleriyle yaptığını unutandan daha zalim kim vardır! Biz onların kalplerine, bunu anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayete eremeyeceklerdir." (Kehf 57).
Bu âyetin verdiği mesajlara kısaca bakalım:
1. Zulüm deyince aklımıza bir insanın diğer bir insana karşı işlediği haksızlıklar gelir. Kuşkusuz buna da zulüm denir ama bütün bunların ötesinde daha büyük zulümler vardır. Mesela Allah'a ait olan ilahlık hakkını başkasına vermek büyük bir zulümdür. (Lokman 13). Bir başka zulüm ise Allah'ın âyetleri kendisine hatırlatıldığı halde bundan yüz çevirmektir.
2. Daha büyüğü olmayan zulüm kapsamında Rabbimiz iki şeyden söz ediyor:
a) Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatıldığı halde bunlardan yüz çevirmek. Bundan ne anlamak gerek? Allah'ın iki tür âyeti vardır. Birincisi Kur'an'daki âyetleri, ikincisi ise kâinatta tecelli eden ve O'nun varlığını, birliğini, sıfatlarını tecelli ettiren âyetleridir. Bir kimseye bu âyetlere ilişkin "Bak Allah'ın Kur'an'da şöyle bir âyeti var" veya "bak Rabbimiz kâinatta şöyle şeyler meydana getirerek kendi varlığını, gücünü gösteriyor" denildiğinde eğer muhatap bunu inkâr ediyor, yok sayıyorsa veya önem vermiyor, kulak asmıyor, oralı olmuyorsa, kendisine yapılan hatırlatmadan yüz çevirmiş demektir.
2. Zalimlikte en üstte olan kişinin ikinci özelliği "kendi yapıp ettiklerini unutması". Bu ne demek? Yani yapıp ettiği şeylerden bir gün hesap vereceği düşüncesi onda yok. Böyle olunca hayatında kırmızı çizgiler, aşılmaması gereken sınırlar yok. "Yaptığım günah mı sevap mı?" bir endişe taşımıyor. Canı istediği gibi, aklına estiği gibi yapıyor. Dünyada niye var olduğunu, niye yaratıldığını bilmiyor. Böyle olunca da yaratılış sebebinden gafil bir hayat sürüyor.
3. İşte bir kimse Allah'ın âyetlerini önemsemiyor, kendi varlık sebebini unutuyorsa Allah da onun manevî kabiliyetlerini köreltiyor. Etki tepkiyi doğuruyor. Allah'ın âyetlerine kulak asmayanın kulakları manevî açıdan sağır hale geliyor. Allah'ın âyetlerini görmezden gelenin basireti köreliyor. "Eden bulur" kaidesi burada da işliyor.
4. Bu hale gelmiş olan kişi artık hidayetten nasibi olmayan kişidir. Ona her türlü delili gösterseniz de nafile, hiçbir etki meydana getirmeyecek. Bu sonucun meydana gelmesi tamamen onun kendi tercihlerinin sonucudur. Allah -hâşâ- kimseye haksızlık yapacak değildir.
Rabbimiz bizleri âyetleri hatırlatıldığında buna karşı kayıtsız kalmayan, kendi yapıp ettiklerimizin hesabının bir gün sorulacağını unutmayan ve bu şekilde hidayete kendini kapatmayan kullarından eylesin.
(Soner Duman/12.Zilhicce.1444/30.Haziran.2023/Cuma)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder