SAKIZ
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, daha Tipitip, Cincin, Yeşil Çivril, Melba, Falım vs sakızlar imal edilmeden doğal sakızlar vardı...
Biri KENGER sakızı ki bir dikenin gövdesindeki sütten elde edilirdi...
Bir de sakız ağacının gövdesi çizilecek elde edilen DAMLA sakızı...
Bunların ilki Anadolu'nun hemen her yerinde dağda taşta kendiliğinden yetişirdi. Damla sakızı ise Ege'de ve Ege adalarında emek verilerek yetiştirilen ağaçlardan elde edildiği için küçücük jelatin paketlerde üç beş damlacık sakız ve bir parça yumuşatıcı ile birlikte satılan pahalı bir üründü...
Bu yüzden yaşı altmışın üzerinde olan, Anadolu ve köy yaşantısını bilen hemen herkes ilk sakız deneyimini Kenger sakızı ile yapmış ve o acı tadı tükürerek sakızı tatlandırıp sonrada keyifle çiğnemiştir.
Hatırladığım kadarıyla on yıl belki daha evveli Sivas'ta Tuz Çarşısı'nda kavanoz içinde sularda müşteri bekleyen kengerler.
Kim bilir belki hala satılıyordur bir yerlerde...
Çam sakızı diğer sakızlardan farklı özelliklere sahip olan çam sakızı çiğnendikçe ufalarak tozlaşan bir sakızdır.
Rengi ve sakızın kıvamın bala benzer.
Çam sakızının kokusu çok ağırdır.
Ağır kokuya sahip bu sakızın tadı acıdır.
Bal rengine benzeyen çam sakızı çiğnenmeye başladıktan sonra mor rengini alır. Çiğnedikçe sertleşebilen bir sakızdır.
Çam sakızı dişleri geliştirir.
Çam sakızı çiğnenir gibi tüketildiğine diş etleri gelişir ve ağız içerisinde bulunan zararlı plaklar temizlenmiş olur...
Kadîm kültürümüzün sakızları bile sağlıklıydı...
Alıntı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder