“HİFA HATUN (R.A)”
▪️Menkıbesi anlatılan fakat hayatı hakkında malumat verilmeyen kadın sahabelerden biridir. Medineli ve ensardan olduğu anlaşılmaktadır. Kabilesi ve doğum tarihi bilinmemektedir.Medine-i Münevvere’de güzelliği ile ün salmış bir kadındı. Bir gün Rasûlullah (s.a.v) efendimizin huzuruna gelip şöyle söyledi: “Ya RasûlALLAH! Bana beni cennete götürecek bir iş öğret!” Rasûlullah (s.a.v) “Önce biriyle evlen. Bununla dinin yarısını emniyete alırsın.” buyurdu. Ya RasûlALLAH! Benim dengim kim olur? “Beni Habeş Necâşîsi (kral) istedi, ben onu istemedim. Ubeydullah yüz deve ve başka şeyler de verdi, onu da kabul etmedim. Lakin siz ahirette kurtuluşumun evlilikten geçtiğini buyurdunuz. Siz kimi münasip görürseniz onunla evlenmeye razıyım.” dedi. Hîfâ Hatun’un siz kimi münasip görürseniz razıyım sözünün altında, gönlünden Peygamberimizin kendisini müminlerin annelerinden kılacağı ümidi vardı. Lakin Rasûlullah’ın (s.a.v) böyle bir niyeti yoktu. Onu gücendirmek de istemiyordu. “Yarın sabah mescide en evvel kim gelirse onunla evlendireceğim.” buyurdu. Onunla evlenmek isteyen sahabeleri de ümitsizliğe düşürmek istemediğinden böyle bir yol takip etmeyi uygun görmüştü.Ertesi gün hiç biri erken uyanamadı. ALLAH .(c.c) onlara uykudayken uyanma imkanı bahşetmedi. Rasûlullah (s.a.v) kimin geleceğini bekleyiverirken aniden Süheyb isimli, fakir, siyah renkli, görünüşü güzel olmayan, uzun boylu, zayıf ve ince yapılı olan sahabe geldi. Hîfâ Hatun ise, zengin, güzel ve rağbet edilen biriydi. Namazdan sonra Hîfâ Hatunu çağırdı, durumu bildirdi. O da buna razı oldu. Hiç itiraz etmedi. Rasûlullah (s.a.v) hutbe okudu, nikahlarını akdetti. “Süheyb, kalk ve bu hanımın için bir şeyler al!” buyurdu. Lakin Süheyb, dünyalığı olmadığını söyleyince Hîfâ Hatun, kendi servetinden on bin dirhem gümüşlük bir kese getirtti. Onları Süheyb’e verdiler. O da gerekli şeyleri alıverdi. Sonra Rasûlullah (s.a.v) “Ey Süheyb! Hanımının elini tut, onu evine götür!” buyurdu. Bu sefer Sü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder