5 Aralık 2023 Salı

BİR GÜNAHIN ON ZARARI VARDIR Fakîh Ebulleys Semerkandî rahimehullâh, işlenen bir günahın, sahibine on zararını şöyle saymıştır: 1. Yaratıcısının emrine karşı geldiğinden Rabb’ini gazaplandırmış olur. 2. Kendi düşmanı ve Allâh’ın düşmanı olan İblîs’i sevindirmiş olur. 3. Cennet’ten uzaklaşır. 4. Cehennem’e yaklaşır. 5. Kendi nefsine ezâ etmiş olur. 6. Allâhü Teâlâ’nın temiz olarak yarattığı nefsini kirletmiş olur. 7. Kendisine eziyet etmeyen, bilakis zararlardan koruyan Hafaza meleklerine eziyet etmiş olur. 8. Peygamber Efendimizi (s.a.v.) üzmüş olur. Zira ümmetinin amelleri, kabr-i şerîfinde ona arz olunur. 9. Yeryüzü, gece ve gündüz, onun bu günahına şâhit olurlar. 10. Bütün mahlûkata hıyanet etmiş olur. Zira yağmurlar, onun günahı sebebiyle azalır. Bu, sadece bir günah işleyenin hâlidir. Ya günahın her çeşidini işleyen kimsenin hâli nice olur.

 MUHABBETTE İHLÂS VE HÜSN-İ NİYET ŞARTTIR


Hadîs-i şerîfte “Kişi sevdiği ile (dünya ve âhirette) beraberdir.” buyurulmuştur. Bazı âlimler bu hadîs-i şerîfi şöyle izah etmişlerdir: Birbirini Allah için seven iki kişiden, ne zaman birinin makamı diğerinden yüksek olsa aşağıda olan, ona ilhâk ile onun derecesine yükseltilir. Resûllulah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Ben, kıyamet gününe kadar, birbirini Allah için seven iki din kardeşinden her biri için şefaatçiyim.” Malumdur ki şefaat ancak amelinin az olması sebebiyle geride kalmış kimse hakkında olur.

Muhabbetin, kişiyi sevdiği sâlih kimselere ve evliyâullâha kavuşturmasının şartı, ihlâs (sevgisinde samimi olmak) ve hüsn-i niyettir (her işinde niyeti düzgün olmaktır).

İşte münafıkları, Peygamber Efendimizden (s.a.v.) ve Ashâbından uzaklaştıran sebep budur. Çünkü o münafıklar, her ne kadar Peygamber Efendimizi sevdiklerini iddia ettiler ise de, hakikatte niyetleri başkaydı.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Ameller, niyetlere göredir. Her kişinin elde edeceği, ancak niyet ettiğidir. Her kimin hicreti Allâh’a ve Resûl’üne olursa o, Allâh’a ve Resûl’üne hicret etmiş olur. Kim de kavuşacağı bir dünyalık yahut nikâhlayacağı bir kadın için hicret etti ise onun bu hicretinden elde edeceği sadece hicret ettiği şeydir.”

Hz. Hüseyin bin Ali (r. anhümâ) buyurdu: “Kim, bizi elde edeceği dünyalık için severse, bilsin ki iyi kimse de kötü kimse de dünyalık vereni sever. (Yani o kimsenin diğer insanlardan bir farkı ve bu sevginin ona faydası yoktur). Ama her kim bizi, Allâh için severse kıyamet günü, (işaret parmağı ile orta parmağını bitiştirerek) biz onunla şu iki parmağım kadar yakın oluruz.”

Ehl-i dünyaya, sırf sahip oldukları dünyalık için sevgi beslemek mekruh, belki de haramdır. Çünkü bu hâl, netice olarak dünya sevgisidir. Hadîs-i şerîfte, “Dünya sevgisi, her hatanın başıdır.” buyurulmuştur.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Kim dünyasını severse (ona meylederse) âhiretine zarar verir. Kim de âhiretini severse (ona meylederse) dünyasına zarar vermiş olur. Şu hâlde siz, bâkî olan (âhiret hayatın)ı fânî olan (dünya hayatın)a tercih ediniz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder