9 Ocak 2024 Salı

Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmede soruyor: “Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği şekilde birleştiren, ihsânı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?” (el-İnfitâr, 6-8) Dolayısıyla en güzel kıvamda ve eşref-i mahlûkât olarak yaratılan insana yakışan; • İlâhî kudret karşısında kendisinin bir “hiç” hükmünde olduğunu idrâk etmektir. • Rabbinin “ol” emriyle var olduğunu, “öl” emriyle de bir gün can vereceğini unutmayıp haddini bilmektir. • Rabbi emrettiğinde, gözle görülemeyecek kadar küçük bir mikrobun, sırtı yere gelmez denilen koskoca pehlivan cüsseleri nasıl yere serdiğinden ibret almaktır. • Büyük bir tevâzu, hiçlik, edep ve tâzîm ile Hak Teâlâ’ya hamd, şükür, zikir, istiğfar ve ilticâda bulunmaktır. Zira sadece insan vücûdundaki zerreler değil, bütün mahlûkat, ilâhî nizam dâhilinde vazifesini harfiyyen îfâ etmektedir. Hâl böyleyken, varlıkların en mütekâmili olarak yaratılan insanın, bu gerçeği görmezden gelerek, ilâhî emirlere ters hareket etmesi, ne kadar abes bir durumdur!.. Osman Nûri Topbaş / Hak Dostlarından Hikmetler Hazret-i Mevlana - 2 / Altınoluk Dergisi.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder